_
A- BİÇİM ÖZELLİKLERİ
1- Atasözleri kalıplaşmış (klişe durumuna gelmiş) sözlerdir: Her atasözü,
belli bir kalıp içinde, belli sözcüklerle söylenmiş olan donmuş bir biçimdir.
Sözcükler değiştirilip yerlerine -aynı anlamda da olsa- başka sözcükler
konulamayacağı gibi sözdiziminin biçimi de bozulamaz. Böyle değiştirmeler
yapılsa ortaya çıkan söz, -anlam değişmese dahi- atalarsözü diye anılmaz.
Örneğin:
Derdini saklayan derman bulamaz.
sözündeki derman yerine ilaç denilemez.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.
sözü de, sözcüklerin sırası değiştirilerek:
Elin kapısını çalma, kapını çalarlar
biçiminde söylenemez.
2- Atasözleri kısa ve özlüdür. Az sözcükle çok şey anlatır:
Dikensiz gül omaz.
Alet işler, el övünür
Taşıma su ile değirmen dönmez ... gibi.
3- Atasözlerinin çoğu bir, iki cümledir. Daha uzun olanları azdır:
Vakit nakittir.
Balık baştan kokar.
Yerin kulağı var.
Ak akçe kara gün içindir.
Deveci ile konuşan kapısını büyük açar.
Görünen köy kılavuz istemez.
Son pişmanlık fayda etmez.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy.
Yoldan kal, yoldaştan kalma.
Dost ile ye iç, alışveriş etme.
Ne yavuz ol asıl, ne yavaş ol basıl.
Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al ... gibi.
Bu örneklerde görüldüğü gibi, tümcelerde en çok geniş zaman kipi, kimi
vakit (öğüt olan atasözlerinde) emir kipi kullanılmıştır. Başka kiplerle
kurulmuş atasözleri daha azdır. Bunlarda da fiili söylenmemiş olanlarda da,
ya geniş zaman ya emir anlamı gizlidir:
Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.
Ana kızına taht kurmuş, baht kurmamış.
Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
Anlayama sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
İnsan söyleşe söyleşe, hayvan koklaşa koklaşa.
Deve bir akçeye, deve bin akçeye.
Evvel taam, sonra kelam ... gibi.
B- KAVRAM ÖZELLİKLERİ
Her atasözü bir genel kural, bir düstur niteliğindedir. Bu kural ve
düsturlar başlıca aşağıdaki kavram bölükleri içinde
bulunur. Başka bir deyişle atasözleri, kavram bakımından birkaç çeşittir:
1- Sosyal olayların nasıl olageldiklerini -uzun bir gözlem
ve deneme sonucu olarak- yansızca bildiren atasözleri vardır:
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Araba kırılınca yol gösteren çok olur.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek içer... gibi.
2- Doğa olaylarının nasıl olageldiklerini -uzun bir gözlem sonucu olarak-
belirten atasözleri vardır:
Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
Kork aprilin beşinden, öküzü ayırır eşinden.
Zemheride kar yağmadan kan yağması iyi.
Mart yağar nisan övünür, nisan yağar insan övünür ... gibi.
3- Toplumsal olayların nasıl olageldiklerini uzun bir gözlem ve deneme
sonucu olarak bildirirken bundan ders almamızı (açıkça söylemeyip
dolayısıyla) hatırlatan atasözleri vardır:
Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Öfke ile kalkan ziyan ile oturur.
Mahkeme kadıya mülk değil.
Sona kalan dona kalır. ... gibi.
Bu sözlerin altında istemelisin ki elde edesin, insan kendisini öfkeye
kaptırmamalı... dersleri bulunmaktadır.
4- Denemelere ya da mantığa dayanarak doğrudan doğruya ahlak dersi ve öğüt
veren atasözleri vardır:
Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar.
Ayağım yorganına göre uzat.
Bugünkü işini yarına bırakma.
Yoldan kal, yoldaştan kalma ... gibi.
5- Birtakım gerçekler, felsefeler, bilgece düşünceler bildirerek (dolayısıyla)
yol gösteren atasözleri vardır:
Bal bal demekle ağız tatlı olmaz.
Can bostanda bitmez.
Korkunun ecele faydası yoktur.
Taşıma su ile değirmen dönmez ... gibi.
6- Töre ve gelenekleri bildiren atasözleri vardır:
Dost başa bakar, düşman ayağa.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var.
Kızını dövmeyen dizini döver.
Kız beşikte, çeyiz sandıkta ... gibi.
7- Kimi inanışları bildiren atasözleri vardır:
Kırk yılda bir ölet olur, eceli gelen ölür.
Ananın bahtı kızına.
Akacak kan damarda durmaz.
Baykuşun kısmeti ayağına gelir... gibi.
|