_ ___ ___
   
 
  atasözleri ve deyimler4

ATASÖZLERİNİN ÇIKIŞI VE BİÇİMLENMESİ:

 

  Bir atasözünün ilk taslağını kuşkusuz ki tek kişi ortaya atmıştır. Ama

zamanla birçok kişiler onun üzerinde yontmalar, eklemeler, değiştirmeler

yapmışlar; ona kamunun beğendiği, benimsediği bir biçim vermişlerdir. İşte

ilk taslak, bu son biçimiyle atasözlerinin bütün niteliklerini kazanmış ve

bir kişinin malı olmaktan çıkarak toplumun malı olmuştur.

 

  ATASÖZLERİNİN ESKİLİĞİ, YENİLİĞİ:

 

  Atasözlerinin, atalardan kalma, eski, ulusal varlıklar olduğunu söylüyoruz.

Bu eskilik niteliği üzerinde biraz durmak gerekir:

 

  a) Yüzlerce yıl halk potasında kaynadıktan sonra atasözü

niteliğini kazanmış olan bir sözün sözcüklerinde sözdiziminde

zamanla değişiklikler olabilir. Örnek olarak iki atasözünün

bugünkü, 15 ve 11'inci yüzyıllardaki biçimlerini bir arada gösterelim:

 

  Kurt komşusunu yemez. (Bugünkü)     

 

  Kurt konşısın incitmez. (15'inci yüzyıldaki)

 

  Böri koşnısın yimes. (11'inci yüzyıldaki)

 

  Isıramadığın eli öp başına ko. (Bugünkü)

 

  Kesemedüğün eli öp başına ko. (15'inci yüzyıldaki)

 

  Taşığ ısrumasa öpmiş kerek. (11'inci yüzyıldaki)

 

  (Taşı ısıramazsa öpmesi gerek)

 

  b) Eski atasözlerinden bugün unutulmuş olanlar bulunduğu gibi yeni

zamanlarda dogmuş atasözleri de vardır. Dokuz yüzyıl önce yaşadıkları Divanü

Lugat-it Türk'ten anlaşılan atasözlerinden kimisi bugün de yaşamakta ise de

kimisi unutulmuştur. Dahası 15. yüzyıl atasözlerinin durumu da

böyledir. Örneğin Divan'daki:

 

  Otug odhguç birle üçürmes.

 

  (Ateş alevle söndürülmez.)

 

  Buzdan suv tamar.

 

  (Buzdan su damlar.)

 

  Teşük suvda belgürer.

 

  (Kasık yarığı suda belli olur.)

 

gibi birçok atasözleri unutulmuştur. Bunun gibi 15. yüzyılda derlenmiş olan

atasözlerinden:

 

  Sünnet var cümle kesmek yok.

 

  Eşek eti diriyle tatludur.

 

  İl ilden ayruksı olmaz, töresi ayruk olur.

 

gibileri bugün işitilmemektedir. Öte yandan:

 

  Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var.

 

gibi kahvenin yurdumuza yayıldığı tarihten sonra çıkan atasözleri de vardır.

Demek ki atasözleri de dilin sözcükleri gibi sürekli bir oluş-unutuluş

durumu içindedir.

 

  DÖRT BÖLÜK ATASÖZÜ:

 

  Atasözleri, kullanıldıkları yer ve zaman bakımından dört

bölüğe ayrılabilir: a) Yurdun her yerinde kullanılanlar; b) Sadece bir

bölgede bulunanlar; c) Türkiye dışındaki Türk lehçelerinde yaşayanlar; ç)

Eski zamanlarda kullanılmış iken bugün bırakılmış olanlar. Biz bunları ayrı

ayrı derleme konusu yapmayı uygun buluyoruz. Nasıl ki sözlüklerimiz: a) Ortak

yazı dili sözlüğü; b) Bölge ağızlarının sözlüğü; c) Lehçeler

sözlüğü; ç) Tarihsel sözlük olarak ayrı ayrı ortaya konulmaktadır.

 

  ÇELİŞİK ATASÖZLERİ:

 

  Atasözleri içinde anlamları birbirine aykırı olanlar vardır.

Her atasözü bir kural olduğuna göre bu çelişik sözlerden her

biri nasıl kural sayılabilir? Bu soruya cevap verebilmek için

görüp geçirdiğimiz olayların çelişmelerle dolu olduğunu düşünmek

gerekir: Bunları belirten kurallar da şüphesiz öyle

olacaktır. Bundan başka aynı olay; değişik koşullar altında

ayrı ayrı sonuçlar verebilir. O zaman birbirini tutmayan düsturlar ortaya

çıkar. Nitekim yalan söylemenin kötü sonuçlar vereceğini bildiren

atasözleriyle birlikte doğru söylemenin kötü sonuçlar vereceğini bildiren

atasözleri de yaşamaktadır:

 

  Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.

 

  Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

 

  Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

 

  Doğru söyleyenin tepesi delik olur. (Çünkü herkes başına vurur.)

 

  Bunun gibi, iyilik yapanın iyilik göreceğini bildiren atasözlerimiz de

kötülük göreceğini bildiren atasözlerimiz de vardır:

 

  İyilik eden iyilik bulur.

 

  İyiliğe iyilik olsaydı koca öküze bıçak olmazdı.

 

  Burada bir inceliği belirtmek yerinde olur: Birbirine aykırı olan

atasözlerinin hepsi kural gibi söylenmiş olmakla birlikte doğru yargılı

olmayanlar, ya toplumla alaydır, ya taşlamadır ya uyarmadır ya yermedir ya da

bir kötümserlik ve öfke anlatımıdır. Bunlar doğru şeyler söylemek için değil,

toplumca benimsenmek gibi bir genelliği bulunan ruh hallerini

yansıtmak için ortaya çıkmışlardır. Aralarında yerine göre inanılarak

söylenilmiş olanlar da bulunabilir. Örneğin:

 

  Devlet malı deniz, yemeyen domuz.

 

sözü taşlama da, öfke anlatımı da, inanılarak söylenilmiş bir

söz de olabilir.

 

  İKİ YARGILI ATASÖZLERİ:

 

  Birtakım atasözleri çifte yargılı, çifte kurallıdır. Bu özellik

eski atasözlerinde de bugünkülerde de görülür. Yargılar arasında

başlıca iki türlü ilgi bulunur.

 

  a) Atasözü iki cümleli bir benzetmedir. Cümlelerden biri

benzeyen, öteki kendisine benzetilen yandır. Divanü Lugat-it Türk'teki şu

söz gibi:

 

  Ula bolsa yol azmas, bilig bolsa söz yazmas.

 

  (İşaret olsa yol şaşırılmaz, bilgi olsa söz sapıtılmaz.)

 

  Bugünkü atasözlerinden örnekler:

 

  Demir tavında, dilber çağında.

 

  Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten.

 

  Erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır.

 

  Kavurga karın doyurmaz, kar susuzluk kandırmaz.

 

  Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz.

 

  Eken biçer, konan göçer.

 

  Tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlık yerden.

 

  Paran çoksa kefil al, işim yoksa şahit ol.

 

  Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork.

 

  b) Atasözünün iki cümlesi anasında bir benzetme değil başka bir ilgi

vardır: İki yargı birbirini tamamlar ya da birbirine karşıt olabilir

Örnekler:

 

  Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin.

 

  Baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk.

 

  Var evi kerem evi, yok evi verem evi.

 

  Güzel bürünür, çirkin görünür.

 

  ATASÖZLERİYLE KARIŞTIRILAN SÖZLER:

 

  Atasözlerinin niteliklerinden kimisini taşıdıkları için atasözlerini

andıran ve birçok kitaplarda atasözü diye gösterilen birtakım sözler vardır.

Aşağıda çeşitlerini gösterdiğimiz bu sözler, gerçek atasözleriyle

karıştırılmamalıdır:

 

  a) Özsöz, özdeyiş (vecize) adları verilmesi gereken ve uzun uzun

açıklanabilen derin anlamlı kısa sözler. Bunlar içinde yazanı; söyleyeni

belli olanlar da olmayanlar da vardır.

Örnekler:

 

  Kendini bil. (Khilon)

 

  En büyük utku, kişinin kendine egemen olmasıdır. (Eflatun)

 

  Malı az olan değil, istekleri çok olan insan fakirdir. (Seneca)

 

  Düşünüyorum, öyleyse var. (Descartes)

 

  Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. (Atatürk)

 

  Hakaret muhayyerdir, reddolunur. (Hamit)

 

  Açıkgözlülük, sırasında göz yummayı bilmektir. (Cenap Ş.)

 

  Suüstimal kapısını aralık etmeye gelmez; derhal ardına kadar açılır. (Cenap Ş.)

 

  Kainatta yalnız bir sosyalist tanırım: Ecel. (Cenap Ş.)

 

  En metin nokta-i istinat, insanın kendi kuvvetidir. (Cenap Ş.)

 

  Bir güzel kıyafet, iyi bir tavsiye mektubudur. (Cenap Ş.)

 

  Keskin kılıç kullananlar yanlış hamlelerden sakınmalıdırlar.

 

  Kabiliyetin mektebi yoktur.

 

  Adalet mülkün temelidir.

 

  b) Özdeyiş dışında kalan ve halk arasında sık sık kullanılan kısa, kuru,

yalın gerçekler:

 

  Parasızlık her fenalığı yaptırır.

 

  Çalışan kazanır.

 

  Cümlemizin gireceği kara topraktır.

 

  Baba evladının fenalığını istemez.

 

  Meşveretsiz yapılan işten hayır gelmez.

 

  İlim deryadır.

 

  Lakırdı ile iş bitmez.

 

  Takdir ne ise o olur.

 

  Talih yar olmayınca elden ne gelir.

 

  Can tatlıdır.

 

  Herkes ana baba evladıdır.

 

  Fena söz çekilmez.

 

  c) Yazanı bilinsin, bilinmesin bilgece dize ve beyitler:

 

  Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. (Kanuni)

 

  Akla mağrur olma Eflatun-i vakt olsan eğer,

 

  Bir edib-i kamili gördükte tıfl-ı mektep ol. (Nefi)

 

  Hak ol ki Huda mertebeni eyleye ali. (Ruhi)

 

  Taklid-i zag kebk-i hıramanı güldürür. (Yahya Ef.)

 

  Sükut etmek gibi nadane alemde cevap olmaz. (Şefii Dede)

 

  Şecaat arz ederken merd-i Kıpti sirkatin söyler. (Ragıp Pş.)

 

  Erişir menzil-i maksuduna aheste giden. (Hatemi)

 

  Tiz reftar olanın payine damen dolaşır. (Hatemi)

 

  Laf-ı dava-yı enaniyyet ne lazım akıle, (Esat Muhlis Pş.)

 

  Herkesin alemde bin mafevkı bin madunu var. (Esat Muhlis Pş.)

 

  Mihneti kendüye zevk etmedir alemde hüner. (Vasıf)

 

  Zerdüz palan ursan eşek yine eşektir. (Ziya Pş.)

 

  İhtilafatıyle ugraşmakta dehrin zevk yok, (Muallim Naci)

 

  Zevk anın mirsad-ı ibretten temaşasındadır. (Muallim Naci)

 

  ç) Kimi şairler manzumeleri içine aldıkları atasözlerinin

kalıbını bozmuşlardır: Vezne uysun diye ve başka nedenlerle

sözcükleri değiştirmişler, araya sözcükler katmışlar, sözdizimine

başka biçim vermişlerdir. Edebiyatımızda örneği pek

çok olan böyle sözler, manzume içindeki değişik biçimleriyle

atasözleri sayılamazlar; asıllan başka türlü olan atasözlerine işaret

sayılırlar. İşte birkaçı:

 

  Yüce olur ise her ne kadar dağ,

 

  Yol üstünden aşar yakın u ırağ. (Güvahi)

 

  (Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar.)

 

  ::::::::::::::

 

  Ecel olduğu yoktur havf ile def. (Güvahi)

 

  (Korkunun ecele faydası yoktur.)

 

  ::::::::::::::

 

  Ki başka buzağı, kaçma bu sözden,

 

  Yeğ olur şeksiz ortaklık öküzden. (Güvahi)

 

  (Ortaklık öküzden yalnız buzağı yeğdir.)

 

  ::::::::::::::

 

  İşitmedin mi rişvet kapudan şad

 

  Giricek bacadan gamgin çıkar dad. (Güvahi)

 

  (Rüşvet kapıdan girerse iman bacadan çıkar.)

 

  ::::::::::::::

 

  Bu mesel meşhurdur kim dest ber balayı dest..

 

  (El elden üstündür.) (Nev'i)

 

  ::::::::::::::

 

  Ağlamak ne demek kendi düşenler? (Lemi)

 

  (Kendi düşen ağlamaz.)

 

  :::::::::::::

 

  Binenler tiz nüzul eyler semend-i müstear üzre.

 

  (Eğreti ata binen tez iner.) (Nabi)

 

  :::::::::::::

 

  Zeminin guşu var derler meseldir. (Hıfzi)

 

  (Yerin kulağı var.)

 

  :::::::::::::

 

  Hoş gelir avaze-i davul u zurna durdan. (Molla)

 

  (Davulun sesi uzaktan hoş gelir.)

 

  :::::::::::::

 

  Anlamaza davul çalsan vız gelir,

 

  Anlayana sivrisinek saz olur. (Mesti)

 

  (Anlayana sivrisinek saz, anlamaya davul zurna az.)

 

  Bir atasözünün ayrı ayrı kişilerce, hatta bir şairce türlü biçimlere

sokulduğuna da örnekler verelim:

 

  Verilmez oğlan ağlamasa emcek. (Güvahi)

 

  Ağlar sabi bile: Verin mememi. (Gufrani)

 

  (Ağlamayan çocuğa meme vermezler.)

 

  Demekle bal tatlu olmaz ağız. (Güvahi)

 

  Meseldir zikr-i şehd ile şeha olmaz dehen şirin. (Kalayı)

 

  Bal bal desen ağız bal olur mu ya? (Gufrani)

 

  (Bal bal demekle ağız tatlı olmaz.)

 

  Ki atlaslar olur zaman ile dut. (Süheyl ü Nevbahar)

 

  Ki atlaslar olur eyyam ile tut. (Tutmacı)

 

  Küyenler hardan hurma yediler,

 

  Koruktan sabr ile helva yediler. (Şeyhi)

 

  Nice şirin demiş bunu dana

 

  Ki olur sabr ile koruk helva. (Hamdullah Hamdi)

 

  Bağda sabr ile biter huşe,

 

  Huşe em sabr ile olur tuşe. (Hamdullah Hamdi)

 

  Eğer sabredesin ey nahl-i ziba,

 

  Koruk helva ola vü har hurma. (Kemal Paşazade)

 

  (Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas)

 

  Ki vardurur gönülden gönüle rah. (K. Paşazade)

 

  Ki derler var gönülden gönüle yol. (K. Paşazade)

 

  Ki gönülden gönüle vardır rah. (K. Paşazade)

 

  (Gönülden gönüle yol vardır.)

 

 

SAAT
 
 

 

-------DUYURULAR-------

selamün aleyküm siteme hoşgeldiniz yorumlarınızı bekliyorum ziyeretçi defterimde ve reklamlarıma tıklarmısınız en altta :)

-------DUYURULAR-------

HTMLKODLER


HABERLER
*
gazeteler
 
Yeni Sayfa 1
dost siteler
_ ___ ___ __ __ __ _
 

Dost Siteler

www.muciznuma.tr.gg

www.neyyire.blogcu.com

www.konusur.com

www.nazenince.blogcu.com

 
Bugün 95 ziyaretçi (111 klik) kişi burdaydı!
 Türkçe Program Seti  _ _ _ ___ ___ _

Otel Yorum

Tatil Turları

Ekonomik Tatil _ _ Yeni Sayfa 2

link değişim, seolu link, seo, toplist, link değişim,Ücretsiz Backlink Cool Text: Logo ve Grafik Üreteci Türkçe içerikli siteler rehberi website statistic MRP Tekstil Oto Yıkama makinesi
SüperTeklif'e üye ol, sen de kazan!
muciznuma
_ _

Google


Yukarı çık
__ Reklammatik'e üye ol, sen de kazan! _ http://secure.reklammatik.com/member_main.php?page=new_member_link&refererid=9a208b28a38196f3cae925bdfb034d0e __ SüperTeklif'e üye ol, sen de kazan! http://www.superteklif.com/SuperUye/SuperUyeFormu.aspx?bid=45eac0ff-c4e7-403f-9875-c8d746636495 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol