“Herhangi bir kimse kendini nefsin şehvetlerinden bir şehvete kaptırsa ve şehvetini geri çevirse (ve onu tatmin etmese, kendi ihtiyacı ile beraber) başkasını kendi üzerine öne geçirse, onun bütün günahları mağfiret olunur.
Bundan murad küçük günahlardır. Çünkü büyük günahlar ancak tevbe ile affolunurlar. Hak sahibine hakkını ödemek ve hasımları razı etmek, keffaretler gibi şeyler tebve cümlesindendir.”
Berika, c.4, s.9-10
Efendimizin hayatından misaller 5
Hz. Aişe buyurdu ki:
Rasulullah üz gün birbiri peşine doyasıya ekmek yemedi. Şayet isteyeydik elbette ki doyardık. Fakat peygamber efendimiz ihtiyaç sahibi başkaların kendisinden öne alırdı.
Hz. Aişe’nin: “Dileseydik elbette doyardık” sözünü şöyle anlamakta mümkündür. Bu, bizim aczimizden veya günlük yiyeceğimize iktidarımız olmadığından dolayı değildir. Bilakis başkasını kendimizden önde tutmamızdın dolayıdır.
Berika, c.4, s. 10-11
İsar ne demektir?
“... sahabelerin, senâ-i kuraniyeye mazhar olan “isar hasletini” kendine rehber etmek. Yani: hediye ve sadakanın kabulünde başkasını kendine tercih etmek; ve hizmet-i diniyenin mukabilinde gelen menfaat-i maddiyeyi istenmeden ve kalben talep etmeden, sırf bir ihsan-ı ilahi bilerek, nâsdan minnet almayarak ve hizmet-i diniyenin mukabilinde de almamaktır. Çünkü: Hizmet-i diniyenin mukabilinde dünyada bir şey istenilmemeli ki ihlası kaçmasın. Çendan hakları var ki, ümmet onların maîşetlerini temin etsin. Hem zekata da müstahaktırlar. Fakat bu istenilmez, belki verilir. Verildiği vakit te, hizmetimin ücretidir denilmez. Mümkün olduğu kadar kanaatkarâne başka ehil ve daha müstahak olanların nefsini kendi nefsine tercih etmek ve yü’sirûne alâ enfüsihim velev kâne bihim hasâsah sırrına mazhariyetle, bu müthiş tehlikeden kurtulup ihlası kazanabilir.
İsarda son nokta: cennete girmede isar; Hz. Ebubekir ve Üstad; eğer milletinin imanını selamette görürsem....
İsarın özellikleri nedir?
İsar, rızayı ilahiye erme vesilesidir.
İsar, ihlas-ı tâmmeyi kazanmanın sırrıdır.
İsar, İslam kardeşliğinin temel taşıdır.
İsar, evliyaullahın inayet ve iltifatını celp eder.
İsar, cömertliğin en üst mertebesidir.
İsar, günahlara keffarettir.
İsar, Peygambe8r ve ashab-ı kiramın ahlakıdır.
İsar, islamın dirilmesi ve yükselmesinde en müessir kaidedir.
İsarın şartları
Sırf rıza-i ilahi niyetiyle verilmeli, günil hoşnutluğuyle
Minnet beklememek ve başa kakmamak
Kendine ait şeyden isarda bulunmak
Kendi ihtiyaç içinde oluh, isarı zaruriyyat-ı asliyeden yapmak
Karşıdaki şahista o şeye muhtaç olmalı
İsar yaptıktan sonra pişman olmamak ve sabırsızlık edip Allah’a isyan etmemek, tahammül etmek.
Allah’a kurbiyette isar olmaz, mekruhtur.
(Malum).. ayetteki isar, yani başkasını kendine tercih etmek yakinliğin yani Allah’a itaat etmenin gayrindedir. Çünkü kurbetlerde başkasını kendisinden öne almak mekruhtur. Nitekim (Allah’a) yakınlıkların gayrında muhbubdur... öyle ise vaktin girmesinden sonra abdest alınacak suyu başkasına hibe etmesi caiz olmaz.
şayet kendi yiyeceğine muhtaç olan kimse, ölmekten korksa bile başkasını kendine tercih ederek yiyeceği ona verse caiz olur. Talebenin; kuran kıraati nöbetinde başkasını kendisinden öne alması yani nöbeti ona vermesi mekruhtur. çünkü o, kurbetlerle, isardır, başkasını kendisinden öne almaktır.
Münyatü’l-müfti isimli eserin hibe bahsinde; kendisiyle birlikte paraları olan fakir, muhtaç bir kimse, fakirleri kendinden öne alsa, eğer şiddete karşı sabredeceğini bilirse öne almak efdaldir, yoksa kendine harcaması daha efdaldir.” diye geçmektedir.
Berika, c.4, s.9 Kahraman yayınları
İsar ne demektir?
Cömertliğin en üstün mertebesi isardır; başkasını kendi nefsine tercih etmek, mala kendisinin ihtiyacı olmakla birlikte onu başkalarına ihsan etmektir. Veya o malın hak sahibine fakat miktarınca ulaştırılmasıdır.
Berika, c.4, s.8
Ashab-ı kiramdan misaller 1
İsar ayetinin sebeb-i nuzülü
1.rivayet:
Ebu Hurayre’den rivayete göre: rasulullah’a bir adam geldi. Ya Rasulallah! Açlıktan dermansız kaldım, zayıfladım dedi. Rasulullah haremlerine haber gönderdi. Onlar da: bizim yanımızda sudan başka bir şey yoktur” diye iade ettiler. Bunun üzerine Rasulullah yanında bulunanlara “şu aç adamı bu gece misafir edecek birisi yok mu ki, Allah ona rahmet buyursun” derhal Ensar’dan bir zat ki, (Müslim’in rivayetlerinde bunun Ebu Talha, diğer rivayetler de ise, Abdullah b. Revaha veya sabit b. Kays olduğu zikredilir) ayağa kalktı. “ben ya Rasulallah” diye cevap verdi ve misafir ile evine gitti......................
Ashab-ı kiramdan misaller 4b
Huzeyfetül adevi der ki: Harbi-i Yermuk’ün
Yaman kızıştığı bir gündü, pek sıcak bir gün
Yermük’te Haris, İkrime ve Ayyaş
Seha: Kendisine ihtiyaç vaki olan bir şeyi hacet esnasında bahşetmek ve hak sahibine fakat miktarı ulaştırmaktır. Sehanın zıddı ise şuhtur.
(Dolayısıyla seha-isar’dır. Çünkü Haşir-9 olan isar ayetinde isarın zıddı olarak da şuh zikredilmektedir.
Ashab-ı kiramdan misaller 5
Şurahbil b. Hasene’nin efendimize isarı
Abdullah b. Şeffa’dan:
Rasulullah’a gidip kendisinden yardım diledim. O özür dilemeye başladı. Ben de onu kınamıştım. Nihayet namaz vakti geldiğinde çıkıp kızımın evine gittim .. kocası Şurahbil b. Hasene de o sırada oradaydı. Ona: namaz vakti geldiği halde sen hala evde misin? Diye onu kınadım. Bana: Elbisem yoktur. Benim yalnız bir elbisem vardı onu da Peygamber Efendimiz benden emanet aldı, dedi. Bunun üzerine: anam babam ona feda olsun. Durumu bu iken, bilmediğim için onu kınayıp duruyordum, dedim. Şurahbel bana Rasulullah’a emanet verdiğim elbise de yamalı idi dedi.
Hayatü’s-sahabe, c.1, s.417
(et-Targib, c.ııı, s. 396.(Taberani ve Beyhaki’den); el-Menz, c.ıv, s.41)
ashab-ı kiramdan misaller 2
2.rivayet
“Rasulullah Beni Nadır emvalinden muhacirine taksim etmiş ve Ensar’dan ihtiyacı bulunan üç kişiden maadasına vermemiş ve buyurmuş idi ki: “Dilerseniz emvalinizden ve diyarınızdan muhacirine pay verirsiniz bu ganimette de onlara iştirak edersiniz. Ve dilerseniz diyarınız ve emvaliniz sizin olur bu ganimetten pay almazsınız. Bunun üzerine ensar: “Hem mallarımızdan ve diyarımızdan onlara taksim ederiz, hem de ganimeti onlara isar ederiz.(bırakırız.) onda kendilerine müşterekte olmayız.” Dediler. Müfessirinin bir kısmı isar ayetinin sebeb-i nüzulünün bu hadise olduğunu söylemişlerdir.
Elmalı, hak dini, c.7, s. 4843
Ashab-ı kiramdan misaller
3.rivayet:
Rasulullah’ın ashabından bir zata bir koyun başı hediye edildi. O da Kardeşim falan ve ıyali buna bizden daha muhtaçtır” dedi. Ona gönderdi. O da diğer birine, o da diğer birine. Bu suretle tam yedi ev dolaştı ve nihayet yine evvelkine döndü geldi. Bunun üzerine ayet nazil oldu.
İbn-i Ömer’den;
“Yedi ev vardı. Hepsi de bir birinden yoksul perişanlık içinde idiler. Bu evlerden birine bir yerden bir kelle geldi. Ev sahibi diğer bir evi kendisinden daha muhtaç görerek kelleyi o eve gönderdi. O ev sahibi de bir başka evi kendisinden müstahak görerek kelleyi o eve gönderdi. Nihayet böylece o yedi evin hepsini gezip dolaştıktan sonra tekrar ilk geldiği eve döndü.”