DURUB-İ EMSAL-İ TÜRKİYE veya ATALAR SÖZÜ (Tekezade M. Sait)
1311 (1895)'de yayımlanan ve içinde 5742 söz bulunan bu
eserin önsözünde konu ile ilgili olarak yalnız şunlar söylenmektedir:
Şu risalenin havi olduğu durub-i emsalden her ahlak beşeriyye ve fezail-i
tabiiyye nokta-i nazarından bakılır ise birer düstur-i ibrettir. Bu
mülahaza, hemcinsinden bazılarının ve belki de birçoğunun hadim-i istifadesi
olacağına dair muharrir-i acize bir ıtminan vermektedir.
1-
Düstur-i ibret sözü de hikmet-ül-avam gibi eksik bir tanımdır.
Atasözlerinin özelliklerini yukarıda (Bkz. 1, A, B) gösterdiğimiz için
burada sadece onları anımsatmakla yetineceğiz.
2-
Eserin adı Atalar Sözü olmasına karşın kitaba atasözlerinden başka pek çok
deyimle ne atasözü ne deyim olan birçok söz karıştırılmış ve hepsi alfabe
sırasıyla verilmiştir. Bunlardan -niteliklerine göre kendimiz sınıflandırarak
örnekler veriyoruz.
Atasözlerinden örnekler:
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
Alet işler el öğünür.
Sabrın sonu selamettir.
Yürük at yemini artırır.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Deyimlerden örnekler:
Kulağı kirişte - Kalbur üstüne gelen - Balık kavağa çıkınca - Kabak tadı
verdi - Sermayeyi kediye yükletti - At alan Üsküdar'ı geçti.
Atasözü ya da deyim olmayan sözlerden örnekler:
Pırlanta gibi - Balık ağı gibi - Yaban kedisi gibi insandan
kaçar - Zannımız gibi çıktı - Şahin bakışlı - Davul çalan işitmez - Hatiften
nida mı geldi - Parayı denize attı - Hırsından boğuluyor - Aramakla ele
geçmez - Din-i mübin uğruna - İlmullah her şeyi muhittir - Zuhurata tabi ol -
Bihude şeylerin terki aklın kemalidir - Ab ü dane serpilir insanı kısmet
gezdirir - Ab-ı pake ne zarar vakvaka-i kurbağadan - Gah olur gurbet vatan
gahi vatan gurbetlenir.
3-
Kimi sözler yanlış biçimlerle verilmiştir. Şinasi'de de bulunan:
Faide zararın kardaşıdır.
sözü gibi ki doğrusu şudur:
Kar zararın kardaşıdır. (ortağıdır)
Nitekim Şinasi ayrıca kar zararın kardaşıdır ve Tekezade M. Sait kar
ziyanın kardaşıdır sözlerini de almışlardır. Bunun gibi:
Astarı yüzüne uymaz - Astarı yüzünden pahalı.
sözleri, şu yanlış biçimlerle de yazılmıştır:
Yüzü astarına uymaz - Yüzünden astarı pahalı.
Bu eserde bir de pabucuna kum dolar sözü geçmektedir. Bizim bildiğimize
göre bir bölge deyimi olan bu sözün doğrusu da pabucuna taş kaçmak'tır.
KAMUS-İ TÜRKİ (Şemsettin Sami)
Hicri 1317 (1899)'de basılmış olan bu eserde atalarsözü terimi ata
maddesi içindedir ve darb-ı mesel diye karşılanmıştır. Darb maddesi
içinde bulunan darb-ı mesel ise şöyle tanımlanmıştır:
Mebni alelhikaye olup misal gibi irat olunan meşhur söz.
Buna göre her atasözünün bir hikayeye dayanması gerekir. Atasözleri içinde
her ne kadar:
Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.
gibi hikayeye dayananlar varsa da bu, bütün atasözleri için
gerekli değildir. Nitekim:
Ak akçe kara gün içindir.
Yoldan kal yoldaştan kalma.
gibi atasözleri hikayeye dayanmaz.
Öte yandan, hikayeye dayandığı halde atasözü olmayıp deyim olan sözler de
vardır:
Baklayı ağzından çıkarmak.
Hoşafın yağı kesildi... gibi.
ATALAR SÖZLERİ (Azerbaycan Edebiyat Cemiyeti)
1926'da çıkarılan ve içinde 2000'e yakın söz bulunan bu
esere hem atasözleri hem başka sözler karışık olarak alınmıştır.
Kendimiz bir ayırma yaparak her iki çeşitten örnekler gösterelim.
Atasözlerinden örnekler:
Anasına bak kızını al, kırağına bak bezini al.
Od düştüğü yeri yandırır.
Çobanın gönlü olsa tekeden peynir dutar.
Hayır söyle konşuna hayır çıksın karşına.
Su aktığı yerden bir de akar.
Başka sözlerden örnekler:
Hata senden ata benden - Sayalım fırsatı ganimetten - Suya aparıp susuz
getirir - Köhne hamam köhne tas - Uzun sözün kısası - Kah nala döğür kah
mıha - Kaza attım koza değdi.
KONYA VİLAYETİ HALKİYYAT VE HARSİYYATI (Sadettin Nüzhet ve Mehmet Ferit)
1926'da yayımlanan bu eserde atasözleri ve deyimler ayrı
ayrı bölümlerde yer almıştır. Darbımeseller (atasözleri) bölümünde 2057,
tabirler (deyimler) bölümünde 279 söz vardır. Darbımesel için özel bir tanım
yapılmamış, Ebüzziya'nın yazdıklarından bir parçası yinelenmiştir. Tabirler
bölümünde şöyle denilmektedir.
Meseller tam bir cümle veya fıkra halinde irat olunarak muhatabına faide-i
tamme ifade ettikleri halde tabirler çok kere terkib-i nakıs şeklinde irat
olunurlar. Mesela ateş pahasına tabiri doğrudan doğruya hiçbir hadiseyi,
hiçbir hükmü ifade etmez. Ancak bu sene pamuk ateş pahasına çıktı dediğimizde
pamuk fiyatının çok yükseldiğini ve müşterileri ateş gibi yaktığını...
tasavvur ediyoruz. Mat oldu, dişine dayandı gibi bazı tabirlerde her ne
kadar hüküm varsa da bunların müsnedün ileyh ve müteallikleri mahzuf
olduğundan yine işidenlere tam bir mana iş'ar ve ifade etmezler.
1-
Burada tabir'in en önemli özelliği olarak terkib-i nakıs biçiminde
bulunması gösterilmektedir. Kimi tabirlerdeki hükmün özneleri ve tümleçleri
bulunmadığı için tam bir mana bildirmediği de söylenmektedir.
a) Deyim için terkib-i nakıs tanımı çok yetersizdir. Yukarıda görüldüğü
gibi (Bkz. 2, A, 3) deyimler terkip'ten başka biçimlerde de, tümce durumunda
da bulunabilirler.
b) Mat oldu gibi sözlerin özneleri ve tümleçleri bulunmadığı için deyim
sayılmaları anlaşılır şey değildir: Ahmet satrançta mat oldu denilirse mat
oldu sözü deyim olmaktan çıkacak mıdır?
2-
Bu kitaptaki derlemelere gelince: Atasözleri bölümünde gerçek atasözleri
arasında atasözü olmayan birçok söz de vardır:
Atasözlerinden örnekler:
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Sağ baş yastık istemez.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
Kuruların yanında yaşlar da yanar.
Atasözleri bölümünde gösterilen, ama atasözü sayılamayacak olan sözlerden
örnekler:
Pişmiş paça gibi sırıtma - Keçesini sudan çıkardı - Tükürdün bir tükrük -
Ar, namus tertemiz - Sen bir yana, dünya bir yana - Bir çıktı, pir çıktı -
Çavdara girmiş it gibi başını kemerleme - Dokuz öküz ile bir mağarada mı
kaldın - Ab ü dane serpilir, insanı kısmet gezdirir.
Deyimler bölümüne de deyim olan ve olmayan sözler vardır. Örnekler:
Aldı fitili - Ateş pahasına - İpe un serer - Tüy dikti - Basmakalıp - Baba
ocağı - Ümmetsiz peygamber - Hoca Nasrettin - Yaygarayı bastı - İğne gibi
- Billur gibi - Küp gibi - Yılan gibi - Atak - Kalp - Kaçak.
TÜRK LÜGATİ (Hüseyin Kazım KADRİ)
Büyük Türk Lügati adıyle anılmakta olan bu eserin birinci cildi 1927'de,
ikinci cildi 1928'de Maarif Vekaletince, üçüncü cildi 1943'te, dördüncü
cildi 1945'te Türk Dil Kurumunca bastırılmıştır. Birçok maddelerinde
darbımeseller başlığı altında verilmiş olan sözlerin sayısı 6200'den
artıktır. Kitapta atasözleri ve mesel için tanımlar da yapılmıştır.
1-
Atasözleri şöyle tanımlanmıştır: Ecdattan nakil ve rivayet edilen sözler
ve öğütler; durub-i emsal.
Mesel için de Littre'nin yaptığı tanım, -Ebüzziya'nın çevirisi biraz
değiştirilerek- verilmiştir: Şayi ve mütedavil ve bir hikmeti mutazammın
olan söz, efvah-ı nasta deveran ve az kelime ile tefhim-i meram eden
kavildir ki kaide-i külliyye hükmündedir.
Bu tanımlar, bizim açıklamalarımız ve tanımımızla karşılaştırınca (Bkz. 1,
A, B, C) aradaki farklar belirecektir.
2-
Darbımeseller başlığı altındaki sözler içinde hem atasözleri, hem deyimler
bulunduğu gibi ne deyim ne atasözü olan sözler de vardır. Sözleri niteliklerine
göre sınıflandırarak her üç çeşit için örnekler gösterelim.
Atasözlerinden örnekler:
Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Ak gün ağardır, kara gün karardır.
Eden bulur.
Hayır dile eşine, hayır gelsin başına.
Baş yarılır börk içinde, kol kırılır yen içinde.
Can cümleden aziz.
Dikensiz gül olmaz.
Deyimlerden örnekler:
Kuyruk acısı - Kadın kadıncık - Başına buyruk - İki eli
kandadır - Ak ile karayı seçti - Vur abalıya - Yan çizdi - Üç
nal ile bir ata kaldı - Bir baltaya sap olur - Başında kavak
yeli esiyor - Can kulağıyla dinliyor.
Atasözü ve deyim olmayan sözlerden örnekler:
İki öküze bir saman verecek hali yok - Başına çelenk takarım - Arından
yere geçecek - Fırsat gözetir - Ev sahibinin dolaşması misafire karşı
faidedir - Bir bunda beni bir dahi mahşerde görürsün - Zalim yine bir zulme
giriftar olur ahır: Elbette olur ev yıkanın hanesi viran.
3-
Kitaba alınan sözler içinde yanlış olanlar da az değildir.
Örnekler:
Açma kutuyu söyletme kötüyü.
Evladını döğmeyen sonra dizini döğer.
Bir elin şamatası çıkmaz.
Tilki masalı okur.
Bunların doğruları şöyledir:
Açtırma kutuyu söyletme kötüyü.
Kızını dövmeyen dizini döver.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Kurt masalı okumak.
4-
Kimi sözler de iki biçimde yazılmıştır. Bunların biri doğru, öteki
yanlıştır:
Bir ayağı çukurda - İki ayağı çukurda.
Vur dedimse öldür demedim ya - Vur demeden öldürür.
Korkunun ecele faydası yoktur - Korkunun ecele faydası çoktur.
Bir çiçekle yar olmaz - Bir bulutla kış olmaz.
|